Ermenilerin yaptığı soykırımla ilgili "Ermeni Soykırımı Tanınsın" ve az değişiklikle yenilenen "Ermeni Soykırımı Bilinsin" yazılarının başlıkları özenle seçilerek oraya yerleştirildi. Çünkü, tarih boyunca soykırım uygulamaya kalkmış hiçbir ulusun adı soykırım sözcüğüyle böylesine eşdeğer olmadı. Bu nedenle "Ermeni Soykırımı" dendiğinde, aklımıza bize atılan iftira değil, Ermenilerin yaptığı soykırım gelmeli.
Tekrarlamak gerekirse, Ermeni sözcüğü soykırımı, soykırımsa Ermenileri işaret etmektedir. Biz değiliz savunmaya çekilmesi gereken. Bırakın, Ermenilerle yardakçıları savunsun yalanlarını. Bundan sonra "Ermeni Soykırımı" diyenlere, "Evet haklısın! Ermeniler dünyanın en adi, en şerefsiz, en ahlaksız soykırımını uygulamıştır" diye başlayın söze. Hiçbir savunma taktiğine başvurmadan. Ve söyleyin size soranlara, "Osmanlı Arşivleri" gerçeği öğrenmek istediklerinde hemen yanı başlarında. Öğütleyin, masal anlatacaklarına okuyup öğrensinler gerçeği.
Ermeni ve soykırım kelimeleri birbirine öyle yakışıyor ki. Bizler Ermeni deyince hemen zulüm, vahşet ve bir soya uygulanan kırımı hatırlarız. Bu hatırlayışta herhangi bir kitap ya da belgenin etkisi olmamıştır. İzlenimlere dayanılarak oluşmuş bu gerçeğin yaratıcıları da yine Ermenilerdir.
Bizler, Anadolu'nun hemen her yerinde Ermenilerin yaptıklarını gördük. Toplu mezarlara şahit olduk. Soykırımı şahitlerden, ihanet belgelerini ilk ağızdan dinledik. Bu nedenle gerçeği, yalnız gerçeği ifade ettiğimiz hiç unutulmasın.
Bilinmeli ki bu yurdu kendine vatan olarak seçmiş, bizimle aynı kaderi paylaşmış, vahşet ve ihanete eli değmemiş tüm Ermeni Vatandaşlar bizim kardeşimizdir. Osmanlının bir ferdi olarak soykırımcı Ermenilere karşı savaşmış, gazi olmuş, şehit düşmüş tüm Ermeni vatandaşlarımız canlarımızın bir parçası, dualarımızın yıldızlarıdır. Olaylar sırasında kendi devletine karşı olan görevlerini büyük bir bağlılıkla sürdüren Meclisi Mebusan'daki ve diğer devlet kademesindeki tüm Ermeniler üstün vasıfları tartışılmaz insanlardır. Bu sözlerin içinde onlara doğru uzanan tek bir cümle, tek bir kelime, tek bir harf yoktur. Onları aynı adla anmamızın nedeni, aynı adı taşımalarından ibarettir. Soykırımcıları bir başka isimle ansak da onları rencide etmemenin bir yolunu bulsak, nasıl olur acaba?
Ermeni âşıklarına gelince...
Fazlası değmeyeceği için yalnız küçük bir dokunmam var onlara. Osmanlıya yaptılar, "Biz yapmadık Osmanlı yaptı" dediler; Azerilere yaptılar, "İmdat! Azeriler bize neler yapıyor" dediler. İyi de Ermenilerin soykırım sırasında kendi soydaşlarına uyguladığı vahşeti gizlemek niye? Evet, yanlış duymadınız. Ermeniler sırf kendileri gibi istavroz çıkarmayan Ermenileri de katlettiler. Çünkü istavroz çıkarırken, sağdan sola doğru haç çizmek, soldan sağa haç çizenlere göre farklı bir mezhebi temsil eder. Birbirlerine karşı yaptıkları bu katliamın zamanı da ilginç. Osmanlı'ya yapılan soykırımla aynı zamanda. Gerçekten ilginç gelmedi mi size? Bu tür gerçekler ürkütmeli insanı... Allah bilir, şimdi bir çok allame çıkar da "Dinsel kaynaklı kitlesel cinayetler aynı soydan gelen, aynı dini paylaşan insanların üyesi oldukları farklı mezhepler nedeniyle birbirlerine uyguladıkları sevgi gösterisinin sonuçlarından başka bir şey değil" gibilerinden bilimsel (!) bir cümle kurar. İnanın şaşmam buna "Katolik, Protestan, Gregoryen ve diğer mezheplerdeki Ermeniler"in birbirlerine soykırım uygulamaları onların bu işlerde ne kadar deneyimli, ne kadar becerikli olduklarının bir göstergesi değil de nedir? Genlerinden geliyor herhâlde? Kendi soydaşlarına soykırım uygulayanlar, tabii ki; Türk, Kürt, Rum, Arap, Asurî, Çerkez, Laz, Azeri, Gürcü, Acem, Süryani, Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Mecusi, Budist, Yezidi, putperest, ateist demeden kendilerine kucak açan insanları, hatta komşularını öldürmeyi normal karşılar. Yukarıda Rum dedim. İşte bu Rumların büyük bir kısmı birlikte hareket ettikleri Ermeniler tarafından öldürüldüler. Kıssadan hisse... Hainin duası yeni ihanetler, alacağı ödülse hainliktir.
Ermenilerin, soydaşlarıyla yakın çevrelerindeki her türlü halkı, insanlık tarihinde görülmemiş rahatlık ve vahşetle en canice soykırıma uğratmalarına rağmen; büyük bir hayâsızlıkla hâlâ bazı isteklerde bulunmaları, Türkiye sınırları üzerinde uygulanmak istenen bazı planların işaretidir. Bir diğer potansiyel tehlike de Ermenistan ya da diaspora denilen duygu dolandırıcılarının yaşadığı tüm yerlerde doğan her Ermeni çocuğunun Türkiye'ye düşman olarak yetiştirilmesidir. Bunun için "Nemesis Projesi" ni iyi öğrenmek gerek. Atılan tohumlar hiçbir zaman kaybolmuyor. İşte nazizm, işte faşizm. Dünya hâlâ onlarla dolu değil mi?
Soykırım hayasızlığının ardında; Ermenileri alet eden, Ermenilere alet olan, propagandalarına gerçekten inanan, ülkemize kinleri nedeniyle inanmaktan başka tatmin yolu bulamayan kesimlerle bunların oluşturdukları dernekler, uluslararası kuruluşlar, işbirlikçiler ve soykırımın oluşmasını sağlayan ülkeler bulunmaktadır. Ne yazık ki Türkler; bir, iki dönem dışında tarih boyunca siyasal beceri gösteremedikleri için bu utanmazlıklara da katlanmak zorunda kalmışlar.
Gelecek yazımda hiçbir yorum katmadan "Ermeni Meselesi Arşivleri" içinden rastgele birkaç belgeyi önünüze bırakacağım. Altında yorumsuz küçük bir notla...
Belki bir de küçük soru?
Bu topraklar üzerinde yaşayan tüm dostlar!
Görüyorsunuz, soykırımda bile kaderlerimiz aynı. Emin olun, daha çok oyun var oynanmak için sıra tutan. Bırakın yanlışları, sımsıkı sarılalım birbirimize...
Bu, uygarlığın nimetlerinden rahatça faydalanmak için önemli bir şart!
Bu, insanlık onurumuz için şart!
Ya bir insan olarak yaşamaya devam edecek, ya da kısacık ömrümüzü oyuncak olarak tamamlattıracaklar bize. Seçimin doğruluğunu görmek herkesin hakkı.
Göstermekse görevdir bizlere...
Günay Tulun