Okur musunuz?
Tarih boyunca Türk Ulusu’nun başına gelmiş belaların yer aldığı gerçek tarih kitaplarını alıp okur musunuz? Okurken içe giren düşman, doğru yolu kaybetmiş yönetici ve onların etkisiyle böyle şeylere boş veren halk üçgenini izler misiniz?
Yine tarih boyunca hem yönetenlerce ezilmiş, hem de adalet dağıttığı her yerde soykırıma uğramış, sonra da etkili propagandalarla suçlu gösterilerek utanca itilmiş halkın Türkler olduğuna dikkat eder misiniz?
Bizlerden biriyken çıkarlarının başka yöne kaydığını görerek yön değiştiren, sonra elinden kan damlayarak dünkü komşularını yok etme vicdansızlığını gösteren insanlık maskarası canilerin hep bizi suçladığını görür de bu haksızlığı dışa vurup isyan eder misiniz?
Üzerinize bu iftiralar atılırken şu işin doğrusu nedir diye gerçekleri arar, onlara ulaşır, okur ve okuduktan sonra olayların akışını mantık süzgecinden geçirir misiniz?
Yoksa...
Yoksa siyasilerin başınıza sardığı geçim problemlerinden zaman bulup vatandaşlık görevlerinize ulaşmakta zorluk mu çekersiniz?
Gözünüzün önünde yaşanmakta olan her şeye rağmen, ülkeniz için bir şeyler yapma zamanının daha gelmediğine mi inanıyorsunuz yoksa?..
Değer verilen bir ülkenin onurlu bir yurttaşı olma fırsatının kaçmakta olduğunu görebiliyorsunuzdur sanırım.
Yoksa hâlâ harekete geçecek bol vaktiniz olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Sizce, yumurta kapıdan içeri girmedi mi hâlâ?...
Yoksa!...
Yoksa hâlâ; bilmeden, istemeden ya da bilerek, isteyerek sessiz kalan devlet adamı, siyasetçi, yönetici ve sivil toplum örgütlerinden bir şey çıkmayacağını anlamadınız mı?
Ülkenin bir ferdi, halkın bir parçası, ya da insanlığın ne demek olduğunun bilincinde olmak zorunda olan birisi olarak; bu ülkeyi yaşatmak için her milimetre karesine kanını bırakmış, son nefesini gülerek harcamış şehitleri duydukça mahcup olmuyor musunuz?
Ülkeniz için yasalara ters düşmeden bir şeyler yapma fırsatının elinizin altından kayıp gitmekte olduğunun bilincine varmamanız için birileri bilinçlerinize bir şeyler mi yaptı yoksa?...
Yoksa!...
Yoksa halk denen, vatandaş denen kitle de mi azınlık oldu?
Geleceğin nineleri, dedeleri yavrularımıza; Ermeni, Rum-Yunan, Asur-Keldani ve kendisini Kürt zanneden Alevi ve Şamanist Türklerden masallar mı anlatacak? Mayıncı, bombacı, kundakçı teröristleri kahraman olarak anlatmak zorunda mı kalacak yoksa?…
Kutsal değer nedir bilmeyen devletler, en aşağılık politikacılar, en ahlaksız insanların kol gezdiği örgütler her fırsatta ensemize tokat atmaya devam mı edecek yoksa?…
Unutmayın!...
Uykuya sığınıp gerçeklerden kaçmak, başa gelenlere ses çıkarmayıp susmak, her denene kafa sallamak çocuklarınızın geleceğini ipotek altına almaktan başka işe yaramaz.
Çocuklarınız artık; soykırımcı, katil bir ülkenin ferdi olarak damgalana damgalana zavallı, ezik, itip kakılan birer yaratık olma yolunda yürüyorlar. Üstelik bunu yapan ülkelerin tarihleri, tarihlerini bir yana bırakın günlük hâlleri bu tür çirkinliklerle yazılmış, yazılmaya devam ediyor.
Unutmayın!...
Bunların tek nedeni şu ana kadar gösterilen atalet, suskunluk, adamsendecilik, bana ve parama dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti.
Böylelerini her gün ekranlarda, gazetelerde, çevremizde görmüyor muyuz?
Onlar; vatan sözcüğünü inandıkları kutsallığın kapsama alanı dışında tutanlar ya da kutsallığın anlamını bilmeyen birileri değil mi?
Unutmayalım!...
Yoksa hâlâ…
İlk Yayınlandığı Yerler
Yazarlar ve Ozanlar
Türk Edebiyatı
Kent Haber
Edirne P.
İlk Yayın Tarihi
3.12.2005